1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Mimarlık, Mimar Nedir, Mimarlığın Gelişimi..

Sanayi Devrimi, Çağdaş Mimarlık
Sanayi Devrimi

18. yüzyılda İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi’nin 19. yüzyılda tüm Avrupa’ya yayılmasıyla birlikte iş bulmak umuduyla on binlerce insan kentlere göç etti. Artan konut gereksinimi hızlı bir yapılaşma sürecini başlattı. Makinelerle üretilmeye başlanan yapı gereçleri artan ulaşım olanakları sayesinde her yere taşınabildiğinden, bölgeler arası mimari farklılıklar ortadan kalktı. Bu dönemde maden ocaklarının, demiryollarının ve fabrikaların sahipleri çok zengin oldu. Güçleri arttı. Ne var ki, bu işletmelerde çalışan işçiler düşük ücretler yüzünden çok yoksuldu. Bol para harcanarak yeni yapı tasarımlarına girişildi. Yapıların görünüşlerine daha çok önem verildi. Her çeşit üslup denendi. İngiltere’de Parlamento Binası gotik üslubun, Paris Opera Binası’ysa Eski Roma üslubunun başarılı örnekleridir.

Bu güzel yapılar kentleri kara dumanlanyla kirleten fabrikalar ve yoksul işçi ailelerinin barınmak için sığındığı izbelerle büyük bir çelişki yaratıyordu. Makinelerle üretilen ucuz ve niteliksiz yapı gereçlerine, sağlık koşullarına uygun olmayan konutların yapımına karşı çıkan tasarımcı William Morris aynı düşünceyi paylaşan arkadaşlarıyla birlikte Güzel Sanatlar ve El Sanatları Hareketi’ni başlattı. Yalnızca varlıklı kimselerin değil herkesin sahip olabileceği sade, rahat, zevkli konut ve mobilya tasarımları yaptı. 19. yüzyılda Almanya’da ve ABD’de de mimarlar en son teknik gelişmeleri yapılara uyguladılar. Alman mimarlar binaların içinde elektrik kullanırken, ABD’de William Le Baron Jenney, Henry Hobson Richardson, Dankmar Adler ve Louis Sullivan gibi mimarlar yeni geliştirilen çelik yapı tekniğiyle dünyanın ilk gökdelenlerini yaptılar. Bu yapılar asansör, telefon ve havalandırma sistemi gibi yeni buluşlarla donatılmıştı.

Fransa’da betonarme denen ve içine demir ya da çelik çubuklar yerleştirilerek elde edilen donanımlı beton, bina yapımında kullanılmaya başlandı. 20. yüzyılın başında Auguste Perret’ nin Paris’te yapmış olduğu apartmanlar bunların ilk örnekleridir.

I. Dünya Savaşı’ndan sonra birçok sanatçı ve mimar 19. yüzyılda çirkinleşen kentlerin yeniden planlanarak yaşamaya elverişli, geniş yeşil alanların yer alacağı bir biçimde düzenlenmesi için çalıştı.

Çağdaş Mimarlık
SSCB’de gerçekleşen 1917 Ekim Devrimi yoksul zengin ayrımına dayanmayan yeni bir toplum düzeni kurmayı amaçlıyordu. Bu nedenle başka alanlarda olduğu gibi mimarlık ve tasarımda da yeni gelişmeler gözlendi. Vladi-mir Tatlin, El Lissitzky ve Vesnin Kardeşler gibi mimar ve tasarımcılar, William Morris’in görüşlerinin yeni tekniklerle uygulanmasına dayanan bir anlayış geliştirdiler. Amaçlan büyük, bol ışıklı, temiz havalı ve yemyeşil kentler kurmaktı.

Fransa’da Le Corbusier, Almanya’da Bau-haus (yapı evi) Akımı’nın öncüsü Walter Gropius ve Ludvvig Mies van der Rohe konut tasarımına yeni boyutlar kazandırdılar. 1920’lerde ve 1930’larda rahat, ışıklı ve insan sağlığına uygun betonarme konutlar yapıldı. 1930’larda çıkan dünya ekonomik bunalımı ve II. Dünya Savaşı inşaat sanayisinde durgunluğa yol açtı. Savaştan sonra Avrupa’da yıkılıp zarar gören kentlerin bir an önce yeniden yapılması gerekiyordu. Bu nedenle Le Corbusier ve Gropius’un tasarımları o dönemde gerçekleşemedi. Birçok bölümü fabrikalarda üretilen hazır yapı gereçleriyle prefabrik yapılar yapılmaya başlandı.

Bununla birlikte bazı güzel ve etkileyici binalar da yapıldı. Örneğin, Fransa’da Le Cor-busier’nin tasarımı olan Ronchamp Kilisesi (Nötre Dame-du-Haut), Alvar Aalto’nun Belediye Binası (Finlandiya, Saynatsalo), Frank Lloyd Wright’ın Guggenheim Müzesi (New York), Jorn Utzon’un Opera Binası (Sydney), Richard Rogers ve Renzo Piano’ nun tasarımı olan Pompidou Sanat ve Kültür Merkezi (Paris), savaş sonrası dönemin en çarpıcı yapılarındandır. Öte yandan beton ve çelik yerine tuğlayla ahşap gibi geleneksel yapı gereçlerini yeğleyen bazı mimarlar yenilerini yapmaktansa, eskileri onarma ve koruma yoluna gitti. Bu mimarlar en iyi ve doğru tasarımlara ulaşabilmek için yapıların içinde yaşayacak olan insanlara danışılması gerektiğini savunuyordu. Günümüzde ise mimarlar modern teknolojinin getirdiği olanakları William Morris’in “mimarlığın bütün insanlar için olduğu” yolundaki savına uygun olarak kullanma eğilimindedir. (Ayrıca bak. TÜRK MİMARLIĞI.)

Nüve Forum
Kaynak:1
12.cilt / s.223-232

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

Load Mimarlık Proje Sorumlusu Ekip Arkadaşları Arıyor

PROJE SORUMLUSU Üniversitelerin mimarlık ya da iç mimarlık bölümlerinden mezun, Ticari mekan projelerinde deneyimli, mağaza, …