1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Bursa’da Kaçak Yapıların Önüne Geçilmeli!

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK Marmara AraştırmaMerkezi (TÜBİTAK-MAM) arasında imzalanan “Deprem Risk Haritası Çıkarılması” protokolüyle ilgili açıklama yaptı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK Marmara raştırma
Merkezi (TÜBİTAK-MAM) arasında imzalanan “Deprem Risk Haritası Çıkarılması” protokolüyle ilgili olarak, “Yapılan bu çalışmayla Bursa’nın deprem bölgesi mi değişecektir? Bursa şehir merkezi zaten 1. derecedir. Deprem haritasına göre bundan daha riskli bölge yoktur’ eleştirisinde bulundu. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası”nın Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 1996 yılında hazırlandığı hatırlatılan açıklamada, yapılan protokolle ilgili olarak “Bursa’nın Deprem Haritası Çıkarılıyor” sözlerinin kullanılmasının doğruluğunun tartışılması gerektiği görüşüne yer verildi.

Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, Bursa şehir merkezinin de bulunduğu büyük bir kısmın 1. derece, diğer kısımlar ise 2. derece deprem bölgesinde bulunduğu vurgulanan açıklamada, şu eleştiriler yönetildi:

“İmzalanan protokolle Bursa’nın deprem bölgesi mi değişecektir? Bursa şehir merkezi zaten 1. derecedir. Deprem haritasına göre bundan daha riskli bölge yoktur. Dolayısıyla bu bilinen bir husustur. ’Bu protokol çerçevesinde yapılan çalışmalardan kullanılabilecek veriler var mıdır?’ sorusuna maalesef ’Var’ şeklinde kesin bir cevap veremiyoruz.

Zira depremle ilgili parametreleri deprem yönetmeliğinden, zeminle ilgili parametreleri de parsel bazında jeoloji ve geoteknik raporlardan alıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, ’şehrin jeolojik ve jeofizik verileri ortaya çıkarılacaktır’ ifadesi yer aldığına göre, acaba parsel bazında jeolojik rapora ihtiyaç olmayacak mıdır? Ancak bu şekilde imzalanan protokol vatandaşımıza yararlı olabilir.” Deprem konusunda yapılması gerekenin son derece açık olduğuna işaret edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“Deprem bilimine göre, Bursa’da deprem bugün ya da 50 yıl sonra, ama mutlaka olacaktır. Bunu gereğinden fazla tartışmanın anlamı nedir? Ya da büyüklüğü 7,3 mü, 7,5 mi olacak? Bunu tartışmanın deprem esnasında insanlara faydası nedir? Elbette bu protokol kapsamındaki çalışmalar, akademik anlamda yapılması gereken ve tatminkar sonuçlara ulaşıldığında da, can kaybını önleme ve azaltma çalışmaları için altlık oluşturabilecek çalışmalardır. Ancak, Bursa deprem açısından yoğun bakımdadır ve sürekli kan kaybetmektedir. Kaçak yapılama ve mevcut kalitesiz yapı stoku, Bursa’nın kan kaybettiği atardamarlardır.” Açıklamada, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından hazırlanan jeolojik-jeofizik-geoteknik değerlendirme raporlarının revize edilerek yeni raporların oluşturulmasının daha iyi olacağı belirtildi.

“KAÇAK YAPILARIN YASALLAŞTIRILMASI”

İmzalanan protokol çerçevesinde hazırlanacak projenin, Bursa’nın kan kayıplarını önlemeyeceği savunulan açıklamada, şu öneri ve görüşler yer aldı: “Şehri yoğun bakımdan sağlıklı olarak çıkarmanın yolu, hastanelerimizin, okullarımızın, idari binalarımızın ve diğer önemli yapılarımızla konutlarımızın deprem güvenliğinin belirlenmesi, çıkan sonuca göre güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılmasıdır. Kaçak yapılaşmanın da mutlaka önüne geçilmelidir. Diğer tali çalışmalar, çizikleri pansuman etmekten öteye geçmeyecektir. Kaçak yapılaşma olası bir depremde can ve mal kaybı riskini daha da arttırırken, 15 Temmuz 2010’da Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yapılan plan değişikliğiyle Vakıf, Millet ve Samanlı mahallelerinde yaklaşık 300 hektar, konut alanına dönüştürülmesini de hatırlatmak isteriz. Yaklaşık yüzde 40’ı yapılaşmış bölgedeki kaçak binaların yasallaştırılmış olması bir yana geri kalan bölüm de tarım arazisidir. Üstelik imara açılan bu bölge, hem taşkın alanında kalıyor hem de zemin depremsellik açısından büyük tehdit içeriyor. Zira zeminin sıvılaşma potansiyeli de yüksek. Bu iki tehdidin belediyenin planlarında da açıkça görülmesi de ayrıca manidardır.”

AA

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

Özhan: Yapılması Gerekenler Depremden Önce Yapılmalı

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 16. yıldönümü olması vesilesiyle TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gebze Temsilcilik …