1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Dipsiz Göl Raporu: Esas Define Gölün Kendisiydi

Gümüşhane’de Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısı sonucu yok olan Dipsiz Göl’de, Jeomorfoloji Derneği tarafından oluşturulan heyetçe teknik inceleme yapıldı, rapor hazırlandı. Dipsiz Göl’ün su birikintisi olduğu yönündeki iddiaların gerçekçi olmadığına yer verilen ön raporda gölün, uzun yıllarda oluşan doğal bir göl ve paha biçilemez değerlerden olduğu belirtildi. Dipsiz Göl soruşturmasında, 2 müdür ve 1 memur da açığa alındı.

Bakan Kurum ‘Dipsiz Göl’ bölgesinin doğal sit alanı ilan edileceğini açıkladı

Gümüşhane’de 12 bin yıllık Dipsiz Göl define kazısı ile kurutuldu

Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dumanlı köyü sınırlarındaki Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısıyla 12 bin yıllık Dipsiz Göl’ün yok edilmesine tepkiler sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘Doğal SİT alanı’ kapsamına alınan ve eski haline dönüştürülmesi için çalışmaların başlatıldığı Dipsiz Göl’ü incelemek üzere Jeomorfoloji Derneği’nce heyet oluşturuldu. Heyet geldiği gölde teknik incelemelerde bulunarak, rapor hazırladı. Yapılan ilk incelemelerin ardından hazırlanan ön raporda; su birikintisi olduğu yönündeki iddiaların gerçekçi olmadığına yer verilen Dipsiz Göl’ün ‘doğal göl’ olduğu açıklandı.

“DİPSİZ GÖL, DOĞAL GÖLDÜ”

Jeomorfoloji Derneği’nden yapılan açıklamada, Dipsiz Göl’ün yağışlar ve yüzeysel drenaj ile beslenen doğal göl olduğu belirtilerek, “Dipsiz Göl coğrafi anlamda doğrudan kalın bir kar kütlesinin varlığı ve hareketi ile gelişen bir buz ve kar kütleleriyle oluşan, bunların kristalleşme ve aşındırmaları sonucunda ortaya çıkan çanak yapıdır. Bir paleocoğrafya arşivi yok olmuştur ve telafisi mümkün değildir. Bilim insanlarının araştırma yapabilmek için aylarca uğraşarak yasal izin ve etik kurulu belgeleri toplamaya çalıştığı ülkemizde, nasıl bir gerekçeyle bu kazıya yasal izin verildiğini anlamak mümkün değildir. Dolayısıyla yaşanan bu tecrübe, bu tür izinlerin verilmesinde, konu hakkında bilimsel yeterliliği olan kurumlardan da görüş alınmasının; doğal, kültürel ve bilimsel değerlerimizin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve faydalanılması bakımından önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Jeomorfoloji Derneği olarak Türkiye fiziki coğrafyasının paha biçilemez doğal değerleri olan göllerimize, bu şekilde kontrolsüz ve bilgisizce zarar verecek her türlü hatalı uygulamaya karşı olduğumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz” denildi.

“SUYLA DOLDURURSANIZ HAVUZ OLUR”

İstanbul Üniversitesi Öğretim üyesi ve Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, Dipsiz Göl olayının, bilimsel arşiv niteliği taşıyan ve ekolojik öneme sahip olan doğal göllerin, çeşitli yollarla yok edilmesinin son örneği olduğunu kaydetti. Gölün kazıyla yok edildiğini ifade eden Turoğlu, “Orada kaybedilen veriyi belki de başka bir yerde bulamayız ve artık geri de getiremeyiz. Oraya killi, kireçli bir malzeme serip suyu koyduğunuz vakit ancak havuz yapmış olursunuz. Bakın o göl kazılırken fotoğraflar var. Fotoğraflarda kepçe bir çamur kazıyor. O çamur uzun yıllar birikmeyle gerçekleşti. Kontrolsüzce yapılan kazıyla önemli bir bilimsel hazine kaybedildi. Şu andan sonra yapılacak çalışmalar gölü eski haline getirmeyecektir. Nihai raporumuzu hazırlayarak Dipsiz Göl konusunda kesin bilgileri paylaşacağız” dedi.

“YAŞANAN OLAY TRAJİKOMİK”

Uzun yıllardır, buzul göller üzerine bilimsel çalışmalar sürdüren Trabzon Üniversitesi’nden Hidrobiyoloji (Su biyolojisi) ve Limnoloji (Tatlı Su Biyolojisi) Uzmanı Prof. Dr. Bülent Şahin de, Dipsiz Göl’ün, Karadeniz’deki yüksek dağ göllerinden biri olduğunu ve insan etkisinden uzak olduğu için binlerce yıllık fauna ve flora taşıdığını vurguladı. Küresel ısınmanın etkilerinin yüksek dağ göllerinden takip edildiğini kaydeden Şahin, “Bu olay sonucunda üzgünüz ama göl maalesef fauna ve florasını kaybetti. Gölün ortadan kaldırılması sadece gölün ekosistemini değil, karasal ekosistemdeki canlıları da etkiledi. Dipsiz Göl’ün kazılarak yok edilmesi, bilim insanların gelecekte yapılacak keşifleri de ortadan kaldırdı. Gölde altın arandığı söyleniyor. Yaşanan olay trajikomik. 2 kişinin devletin yetkisine müracaat edip, pek çok basamağı geçerek izin alıp, böyle bir olayın olması düşündürücüdür” diye konuştu.

“ESAS DEFİNE GÖLÜN KENDİSİYDİ”

Balıkesir Üniversitesi’nde görevli öğretim üyesi Dr. Erdal Gümüş ise, Dipsiz Göl’ün yüksek yamaçlarda bulunması nedeniyle ‘Alpin’ olarak bilinen, soğuğa karşı dirençli ve hassas ekosistemin bir parçası olduğunu ve gölün ortadan kaldırılıp bölgedeki ekosistemin tüm parçalarına zarar verildiğini savundu. Dr. Erdal Gümüş, “Dipsiz Göl’ün su birikintisi olması bile onun önemini kesinlikle azaltmaz ve burayı yok edebilecekleri anlamına gelmez. Define aramak için gölü yok ettiler ama esas define gölün kendisiydi. Esas define; Gümüşhane’nin dağında, taşında, toprağında ve suyunda. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu olay karşısında devlet adına soruşturma yürütmesi gerekiyor. Şikâyete lüzum yok. Orada yaşanan olay ile devletin herhangi bir kurumunu ateşe vermekten farksız. Özel mülk olsaydı orada o kazı yapılamazdı” dedi.

2 MÜDÜR VE 1 MEMUR AÇIĞA ALINDI

Dipsiz Göl’de define kazısına izin veren Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüseyin Ateş, Müze Müdürü Elif Öktem ile müze müdürlüğü personeli Yunus Ağa, haklarında başlatılan soruşturma kapsamında açığa alındı.

Kamuoyunda büyük tepkiye yolaçan konu ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gümüşhane Valiliği tarafından başlatılan çifte soruşturma kapsamında müfettişler çalışma başlattı. Soruşturmada define kazısı için olumlu görüş bildiren Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüseyin Ateş, Müze Müdürü Elif Öktem ile Trabzon Müze Müdürlüğü görevlisi Yunus Ağa açığa alındı.

Bakanlık ve Valilik müfettişlerinin kazı izni veren görevlilerin ifadelerini alacağı, ihmali görülen görevliler hakkında ise savcılığa suç duyurusunda bulunacakları öğrenildi.

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.