Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı beldesi, sahip olduğu rüzgar potansiyeli ve taş evlerden oluşan özgün mimarisi ile Türk turizmine getirdiği yeni solukla her yıl binlerce yerli ve yabancı turist çekiyor
Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Alaçatı’yı Alaçatı yapan özelliğin rüzgar, bozulmamış mimari ve coğrafi yapı ifade etti.
Belediye olarak iki katlı, cumbalı taş evleri koruma altına alarak butik turizmi geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Dalgıç, doğal coğrafi ve iklim koşullarının sunduğu rüzgar sayesinde rüzgar sörfü sporunu, turizmde itici güç olarak kullandıklarını ve bu sayede ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir turizm beldesi haline geldiklerini kaydetti.
Dalgıç, dünyadaki en iyi rüzgar sörfü alanları arasında ilk 3’te yer aldıklarını ve beldede faaliyet gösteren 10 adet sörf okulunun her yıl binlerce kişiye eğitim verdiğine işaret etti.
Beldede 2004 yılında 30 olan yatak kapasitelerinin, bugün 3 bine ulaştığını ve rüzgar sörfü yapmak için Karayipler’den Avustralya’ya kadar birçok ülkeden ziyaretçi çektiklerini dile getiren Dalgıç, rüzgardan temiz enerji üretimi anlamında da yararlandıklarını ve beldenin hemen yamaçlarında kurulu 55 megavat gücündeki santrallerin tüm Çeşme Yarımadası’nın elektriğini fazlasıyla karşıladığını söyledi.
Fiyatlar yüksek, ama yer yok
Muhittin Dalgıç, ”Türk turizminde yeni bir soluk” sloganıyla çıktıkları yolda, butik otel anlayışını yerleştirmeye çalıştıklarını ifade etti.
Turizmde temel prensiplerinin ”iyi fiziki koşullar”, ”iyi sunum” ve ”iyi fiyat” politikasına dayandığını belirten Dalgıç, 5 odalı butik bir otelde konaklayanın, 1000 odalı bir otelde konaklayana göre çok daha iyi hizmet alacağını savundu.
Dalgıç, ”İki kişilik bir oda için günlük konaklama maliyeti 200-700 lira arasında değişiyor, ama şu anda boş yerimiz yok. Yüzde 100 dolulukla çalışıyoruz. Alaçatı’nın yüksek sezonu haziran-eylül arası. Bu dönemde mutlaka en az 1 hafta önceden rezervasyon yaptırmak gerekli, ‘gece gider yer bulurum’ demek mümkün değil” dedi.
”Rüzgar sörfü, turizm endüstrisi yaratıyor”
Türkiye Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Engin Kalafatoğlu da daha önce turizmde insanların gelmeye tereddüt ettiği bir yer olan Alaçatı’nın, rüzgar sörfüne uygunluğunu dünyaya tanıtmak için yapılan uzun soluklu çalışmalardan sonra bugün sörfte, slalom sınıfında dünyanın başkenti olarak tanındığını söyledi.
Ulusal ve uluslararası rüzgar sörfü organizasyonlarına ev sahipliği yapan Alaçatı’nın, bu alandaki en önemli özelliğinin ise ilk adım eğitime uygunluğu olduğuna dikkati çeken Kalafatoğlu, şunları kaydetti:
”Böyle bir yer dünyada yok. Üç tarafında kara görünen 1,5 metre derinlikte, düşenin tekrar toparlanabildiği böyle bir yer zor bulunur. Bu nedenle Almanlarla başlayan furya Belçika, İsveç, Rusya, Amerika ve diğer ülkelerden gelenlerle devam etti. Burada bir sektör oluştu. Alaçatı’yı Alaçatı yapan windsurf. Daha önce gelenlerin yüzde 70’i windsurf için geliyordu. Bugün bu oran düştü, insanlar başka özellikler için de geliyor ama windsurf için gelenlerin sayısı düşmedi. Bu spor, burada 10-12 milyon dolarlık turizm endüstrisi yaratıyor. Spor için gelenler aynı zamanda konaklıyor, lokantalara gidiyor ve geziyor.”
Milli sörfçü Kozanoğlu: ”Extrem sporlarda güven önemli”
Dünya şampiyonalarında dereceleri bulunan ve Alaçatı’da rüzgar sörfü eğitimi veren milli sporcu Bora Kozanoğlu da Alaçatı’nın rüzgar sörfünde kendini kanıtladığını, denizin derin olmaması, parkurun kapalı ve rüzgarın stabil olmasının, beldeyi rüzgar sörfü için çok uygun hale getirdiğini kaydetti.
Dünyada rüzgar sörfü yapılan her yere gittiğini ifade eden Kozanoğlu, şunları söyledi:
”Alaçatı gibi bir koy belki bulabilirsiniz, ama orada da köpek balığı var. Alaçatı’nın en önemli özelliği güven unsuru. Bu tür extrem sporlarda güven önemli. 7 yaşındaki torun ile dedesi aynı anda sörf yapabiliyor. Sörf yapmak için buraya gelen biri, yorgun ama çok keyifli olarak evine dönüyor. Biz binlerce insana bu sporu burada öğrettik. Alaçatı’nın bundan sonra yapacağı şey, uluslararası düzeyde daha çok şampiyonaya ev sahipliği yapabilmek.”
AA
