1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Ahşap: Mükemmel Bir Yapı Malzemesi

Bir yapı malzemesi olarak ahşap, Anadolu’da bin­lerce yıllık bir geçmişe sahip. Hımış gibi çok önemli bazı yapım sistemlerinin Anadolu kökenli olduğu söylenebilir. Ayrıca ahşap geçmişte sadece konut inşaatında değil köprü yapımında, anıtsal binalarda da kullanılmış. Şimdi ise sıcak ve güzel ama modası geçmiş, eski, dayanıksız bir süsleme malzemesi olarak algılanıyor.

300 yıl ayakta kalmış ahşap yapılar yıkılıp yerlerine betonarme taklitleri inşa ediliyor. Bunun karşısında Batı ahşabı yeniden keşfediyor. Başka malzemele­rin yetersiz kaldığı birçok mimari sorunu çözebilen çağdaş bir mühendislik malzemesi olarak görüyor. Bugün ahşap ile 150 metrelik açıklıklar kolonsuz geçiliyor. Betonarme binaların yangından kaçma koridorları ahşaptan yapılıyor, aşırı rutubetli ortam­larda yüksek hizmet ömrü nedeniyle ahşap kullanı­lıyor.

“Çevreyi korumak için ağaçları kesin?”
Bu Birleşmiş Milletler Avrupa Çevre Komisyonunun bir basın bülteninin başlığı. Tabii ki insanlara “hadi gidin önünüze gelen bütün ağaçları kesin “öğü­dünü vermek için yazılmamış. Ahşap kullanmanın ne kadar çevreci bir davranış olduğunu anlatan bir makale.

Ahşap, kaynağı yenilenebilen tek yapı malzemesi­dir. Bu özelliği, üretimi ve işlenmesi için az enerji istemesi (aynı miktar alüminyumun ellide biri kadar), dönüşebilir olması ve üstün ısı yalıtım özellikleri ile birleştirilince onu çağımızın çevre ve enerji sorunla­rına en iyi cevap veren malzemesi yapıyor. Bilinenin aksine ahşap kullanmak ormanların yaşamasını sağlar. Nitekim kişi başına ahşap tüketimi fazla olan ülkelerde orman alanları devamlı çoğalmakta.

Yanan ama yangına dayanıklı bir malzeme
Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD’nde kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunacağı yerle­rin, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak inşalarına gidilmekte, aynı nedenle çelik konstrüks-yonlar ve ahşap yapılarda kullanılan çelik bağlan­tılar, ahşap ile kaplanmaktadır. Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme, kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir. Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasar­lanabiliyor. Ancak çıplak çelik konstrüksyon (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) çok kısa bir sürede eriyerek taşıma gücünü tamamen kaybedebiliyor. İnanmıyorsanız bir yangın sonrası ahşap ve çelik çatı elemanlarının durumunu göste­ren fotoğrafa bakın (Resim 1).

Çürük ama uzun ömürlü
Bütün yapı malzemeleri zamanla eskir. Çelik pas­lanır, plastik kırılganlasın Ahşabın da birçok biyo­lojik düşmanı vardır. Mantarlar bakteriler, böcekler ve termitler. Bunlardan bir kısmı ahşabın tamamen yok olmasına bazıları ise sadece görüntü bozukluk­larına neden olur. Çürüme, ağaç hücre duvarlarının belirli mantarlar tarafından tahrip edilmesi sonucu, ahşabın taşıma gücünün tamamen veya kısmen yok olması demektir. Ahşap yüzeyde görülen bütün bozulmalar çürüme değildir. Resim 2’de İngiltere’de, 15. yüzyıldan kalma restore edilmiş bir çiftlik evini görüyorsunuz. Ahşap taşıyıcılar zamanla yıpranmış ama çürümemiş, bu nedenle de restorasyon sıra­sında korunmuş. Türkiye’de ise böyle bir restoras­yon sırasında bütün kararmış ahşap malzemenin değiştirilmesi nerede ise gelenek haline gelmiştir.

Aslında ahşabın çürüyebilmesi onun en olumlu özelliklerinden biri. Ormanda büyüyen ağaçların hiç yok olmadığını bir düşünün! Ahşap ” doğada yok olabilen” bir malzemedir.” Çöpü ” yoktur. İstendiği zaman ona, onu sonsuza kadar yaşatacak tasarım ve teknolojiyi uygulayabilir, istediğimiz zaman da yakabilir ya da çürümeye terk edebiliriz.

2800 yıllık mezar odası ve 1 yılda çürüyen cephe kaplaması

Gordion’un 2800 yıllık mezar odası, Polatlı’nın Yassıhöyük köyünde sapasağlam dururken 300 yıllık bir yalıyı “restore” edip, ahşap cephe kapla­masını bir yıldan az bir sürede çürütebilmeyi nasıl becerebiliyoruz?

Geleneksel ahşap koruma yöntemleri “doğal daya­nıklılık” ve “kuru tutma” prensiplerine dayanmakta­dır. Geleneksel yapılarda çürüme riski yüksek olan ya da taşıyıcı olarak kullanılan ahşap malzemenin meşe, kestane gibi doğal dayanıklı türlerden seçil­diğini görüyoruz. Ahşabı kuru tutmak için de geniş saçaklar, su basman seviyesine kadar duvarların taştan yapılması gibi önlemler alınmıştır.

20. Yüzyıl inşaat sektörüne yeni malzemeler yeni teknolojiler getirmiştir. Ancak bu yenilikler doğru kavranıp doğru uygulanmadıkça problem­lerin çözülmesine katkıda bulunmadığı gibi yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yaşam biçiminin değişmesi sonucu evlere su tesi­satının girmesi, çamaşır makinesi gibi aletlerin kul­lanılması konutlarda üretilen su buharını arttırmış, ısı yalıtımının moda olması da bu su buharının yapı içinde hapsedilmesi sonucunu doğurmuştur. Ahşap ıslanıp, kısa sürede kurursa çürümez, ama ısı izolasyon malzemelerinin özellikle çatılarda ahşabın kurumasını engellemesi yeni bir sorunu ortaya çıkarmıştır: çatı ahşabının çürümesi. Son yüzyılda gelişen kimya endüstrisi de olağanüstü özelliklere sahip yeni boyalar, vernikler, poliüretanlar, epoksiler… üretmiştir. Bu ürünlerin çokluğu ve çeşitliliği ise kavram kargaşasına neden olmakta, doğru ürünü seçmemizi zorlaştırmaktadır. Ahşap zemin üzerine uygulanacak bir ürünü seçerken aşınmaya karşı dayanıklılığı, dış cephede kullanılacak bir ürünü seçerken ise elastikliği, güneşe dayanıklılığı gibi özelliklerin aranması gerekir. Özet olarak bütün bu yenilikler geleneksel koruma yöntemlerinin sınırla­rını zorlayarak ahşap endüstrisinin yeni koruma tek­nikleri geliştirmesine neden olmuştur.

Çam ağacından üretilmiş bir ahşap pencerenin hizmet ömrü ne kadardır?
Tam 60 yıl! Tabi ki onu uygun önkoruma işlemin­den geçirmişseniz. İngiltere’ de PVC pencereler için verilen hizmet ömrü ise sadece 15 yıl!

Ahşap önkoruma ahşabın bünyesine, onu zararlı mantar ve böceklerden koruma amacı ile, çeşitli kimyevi maddelerin emdirilmesi işlemidir. Bu işlem ahşap malzemeye inşaata monte edilmeden önce ve bir kez uygulanıyor ve ahşap malzemenin hizmet ömrünün en az binanın hizmet ömrü kadar olma­sını sağlıyor. Ahşap önkoruma işlemi belli bir tek­noloji. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve ondan beklenen hizmet ömrüne göre kullanılması gere­ken maddeler ve uygulama yöntemleri farklı. Bazı durumlarda önkoruma maddeleri ahşaba özel bir tesiste basınç altında uygulanmalıdır , bazı durumlarda ise basit bir daldırma işlemi yeterli olabilir. Ancak nalburdan, teneke içinde alınıp fırça ile sürülen mamuller “ahşap önkoruma” kavramı­nın dışında tutulmalıdır. Önkoruma ahşabı belirli bir hizmet ömrü olan, güvenilir ve çağdaş bir yapı malzemesi haline getiriyor. Uygulanacak önkoruma maddesinin ve yönteminin seçilmesinde üç faktör önemlidir. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve tasarlanan hizmet ömrü.

Ahşap “çalışır” ama boyu uzayıp kısalmaz
Su, ahşaba sadece dışarıdan gelen ya da ağacın su iletme işlevinden artakalan bir yabancı madde değil, onun asıl bileşenlerinden biridir. Ahşaptaki suyun bir miktarı (%25-30) ahşap liflerine kimyasal olarak bağlıdır. Ahşaba yöneltilen eleştirilerden biri ahşabın çalışması yani ıslanma yada ortam rutubeti­nin değişmesi ile boyut değiştirmesidir. “Pencerenin döndü iyi kapanmıyor, ya da yağmur yağdı şişti açılmıyor” gündelik hayatta sık duyduğumuz şika­yetler. Ancak ahşabın seçimi, kurutulması ve ahşap elemanın tasarımı doğru yapılıyorsa bu problemler ile karşılaşılmaz. Her malzemenin çalıştığı unutul-malıdır. Ahşap ısı ile boyut değiştirmez, ısı ile yumu-şayıp sertleşmez. Sadece su ile ve sadece enine kesitlerde bir çalışma söz konusudur. Su ile bile ahşap boyuna çalışmaz. İşte bu nedenle çok büyük açıklıklar geçmede ahşap, tasarımcıya büyük ola­naklar sağlar. Ahşabın nem ile boyut değiştirirken “dönmesi” boyuna kesitinde liflerin düzgünlüğüne, dikkat edilerek, yapılan iş için bu problem çok önemli ise “çeyrek kesim” kereste kullanarak önle­nebilir .

20.000 değişik doku ve renk seçeneği
Ahşabın bir önemli özelliği de birbirinden farklı bin­lerce türü olması. Dünyada 20.000’in üzerinde ağaç türü var, iyi araştırılırsa yapılacak işe uygun tür mut­laka bulunur. Ağaç türleri; renkleri, dokuları, sertlik­leri, taşıma kabiliyetleri, dayanıklılıkları, boya tutma kabiliyetleri, kurutulma kolaylıkları, lif düzgünlükle-riyle birbirlerinden ayrılırlar. Yumuşak ağaç / sert ağaç sınıflandırmasına da dikkat etmek lazım. Yumuşak ağaçlar iğne yapraklı, sert ağaçlar ise geniş yapraklı ağaç anlamına gelir. Sert ağaçlar her zaman sert değildir. Örneğin kavak sert ağaç türüne girer.sedir ise bir yumuşak ağaçtır. Aynı tür ağaca değişik ülkelerde değişik isimler verilmekte­dir. Söz edilen türden emin olmak için türün Latince ismi bilinmelidir.

Bakım yapılabilen, tamir edilebilen bir malzeme
Ahşap aslında güzel yaşlanır. Güneşin etkisi ile rengi solar, grileşir. Rüzgâr ile taşının toz toprak yüzeyini aşındırır ve aşırı olmadığı zaman hoş bir görüntü oluşur. Ancak bu eskime zamanla güneş ve yağmurun etkisi ile çatlamalara ve elyaf kaybına neden olabilir. Yüzeyde küf oluşabilir, çatlaklarda pislik birikir, çatlağın büyümesi ile içeriye su bile girebilir. Ahşabı bu tür bozulmalardan korumanın yolu yüzeyi bir “yüzey koruyucu” ile kaplamaktır.

Doğru yüzey koruyucuyu seçmek için ilk önce yüzeyi neden koruduğumuzu belirlemeliyiz. Ahşap o kadar değişik amaçlara hizmet eden bir malzeme ki, bu seçim her zaman o kadar kolay olmayabilir. Ahşap zeminde kullanılacaksa, mekanik darbelere, aşırı aşınmaya karşı dayanıklı poliüretan esaslı mal­zemeler, dış cephede kullanılacaksa güneşe ve dış ortam şartlarına dayanıklı esnek ve nefes alan dış ortam boyalarını seçmeliyiz. Çok geçerli bir nede­niniz yoksa, dış cephede kullanılan ahşap üzerine hiçbir zaman tamamen şeffaf ve renksiz vernik uygulanmamalıdır. Renksiz ve şeffaf vernikler ahşap yüzeyi mor ötesi ışınların etkisine karşı koruyamaz­lar. Bu verniklerin bazıları güneşe karşı ultra viyole filtreleri içerirler, ancak bu katkıların ömürleri dış ortamda kullanılan ahşap için yeterli değildir. Bu tür vernik ve cilalar ancak yapı içinde kullanılan mobil­yalarda renk değişmesini önleyebilirler. Dış cep­hede kullanılabilen şeffaf boyalarda muhakkak bir renk vardır. Bunlar, zamanla UV-filtresi etkisini kay­betmeyen doğal metal oksit pigmentler içerirler

Nefes alan boyalar, boyanan yüzeyde suyu geçir­meyen fakat su buharını geçirebilen bir boya tabakası oluşturabilen ürünlerdir. Bunlar su buharı geçirgenliği yüksek mikrogözenekli boyalar olarak da tanımlanabilirler. Dış ortamda kullanılan ahşabın yağışlar ve havadaki rutubet değişmeleri nedeniyle çalışması ya da ufak bir darbe alması sonucunda yüzeyde oluşabilecek ufak bir çatlak ahşabın ıslan­masına neden olabilir. İşte boya tabakası altındaki ahşabı ıslatan bu suyun kısa sürede kuruması, boyanın ve ahşabın ömrü için çok önemlidir. Ahşabın uzun süre ıslak kalması hem boyanın dökülmesine hem de ahşabın çürümesine neden olur. Bezir yağı, dolgu malzemeleri ve özellikle macun, dış ortam boyalarının en büyük düşman­larıdır. Genelde son görüntünün düzgün ve pürüz­süz olması istendiğinden boya öncesi planya ve zımpara önerilse de, dış ortamda yüzey ne kadar pürüzlü ise boya ömrü de o kadar fazladır. Kumlanmış ya da sadece şeritten geçmiş dış cephe kaplamaları üzerinde boyanın hizmet ömrü çok daha uzundur. Güneşten etkilenmiş yüzeylerde (solmuş ya da kararmış) boya performansı kötü­dür. Ahşap malzeme boyanmadan doğa şartlarında bekletilmemeli, güneşten etkilenmiş yüzeyler ise boyanmadan önce iyice zımparalanarak solmuş ya da kararmış tabaka tamamen kaldırılmalıdır. Budaklardan reçine sızmasını engellemek ya da boya sökmek için yüzeyin yakılması da boyanın hizmet ömrünü azaltır. Yanmış yüzey boyanın ahşaba nüfuz etmesini engeller ve ömrünü kısaltır.

En önemli konu doğru tasarım
Tabii her malzemeyi kullanırken malzemenin özel­liklerini bilip ona göre tasarım yapmak önemlidir. Mesela ahşapta köşeler keskinse boya tutmaz. Diyelim ki biz bir ahşap pencere yapıyoruz ve en iyi ahşabı kullandık, ön koruma işleminden geçirerek penceremizin çürümeyeceğini garantiledik, üstüne de en iyi boyayı sürdük acaba bu yeterli mi? Eğer bizim ahşap penceremizden içeri su ve rüzgar giriyorsa bu yaptığımız işlemlerin hiçbir faydası kalmaz. Bunun için doğru sızdırmazlık fitilleri ve doğru cam montaj macunları veya fitilleri kullanma­mız lazım. En büyük hatalardan bir tanesi yanlış fitil konulmasıdır. Çünkü içeriye suyun girmesine sebep olur. Isıcam kullanıyoruz ısı yalıtımı için, Şişecam’ın ısıcam montaj broşürüne baktığımız zaman ısıcamı ahşaba takarken, camın her iki tarafında 3 mm boşluk bırakın ve macunla doldurun dediğini görü­yoruz. Ama biz ne yapıyoruz? Cam yuvasını cam kalınlığından sadece bir mm. daha geniş yapıp üzerine silikon macun sürüp işi bitiriyoruz. Silikon tabakasında en ufak bir çatlak içeriye su girmesine, kanadın şişmesine, dönmesine neden olunca da “ahşaptır bu çalışır” deyip işin içinden sıyrılıyoruz.

Ahşap canlı mı?
Acaba Türk ya da Anadolu kültürünün ahşap ile ilgili özel bir ilişkisi mi var? Halk arasında “ahşap canlıdır”, “ahşabı öldürmek” gibi deyimlerin kulla­nılması, boyut değişmesine “çalışma” denmesi çok ilginç. Ahşap günlük hayatımıza o kadar yoğun bir şekilde girmiş ki, onu bir türlü, bir yapı malzemesi, bir mühendislik malzemesi olarak algılayamıyoruz galiba. AHŞAP MÜKEMMEL BİR MÜHENDİSLİK MALZEMESİDİR. Bu gerçeği kabul edip, çağımızın getirdiği yeni teknolojilerle ahşabı yeniden tanımalı ve onu doğru kullanmayı yeniden öğrenmeliyiz, bir an önce. Unutmayalım! Geleceğimizi ahşap ile inşa edeceğiz

Kaynak: GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

Rasch, Factory ile Ahşabın Dokusunu Mekanlara Taşıyor!

Duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch, endüstriyel yapıların cazibesinden ilham alarak tasarladığı yeni koleksiyonu “Factory” ile …