1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Mimar Sinan Sözlüğü

Mimar Sinan veya Koca Mîmâr Sinân Ağa
( Sinaneddin Yusuf – Abdulmennan oğlu Sinan) (Osmanlı Türkçesi: قوجه معمار سنان آغا) (d. 29 Mayıs 1489 Ağırnas Kayseri – ö. 9 Nisan 1588, İstanbul),

Osmanlı baş mimarı ve inşaat mühendisi.
Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmıştır. En büyük başyapıtı, “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi’dir.

Mimar Sinan Sözlüğü:

Abdülmennan: Sinan’ın babası.

Acem Alisi: Sinan’dan önceki mimarbaşı. 1539’da öldü ve yerine Sinan mimarbaşı oldu.

Ağırlık kulesi: Anakubbenin ağırlığını dağıtan öğe.

Ağırnas: Sinan’ın doğduğu köy.

Aklamı sitte: 6 yazı türü. Sülüs, nesih, muhakkak, reyhani, rika, tevki.

Alem: Minare ve kubbe tepelerindeki madeni tepelik. Hilal, lale, yaprak, ayyıldız şekillerindedir.

Alınlık tablasi: Kemerli kapı ve pencerelerin silmeli çerçevelerinin üst kısmıyla kemerin eğrisi arasındaki dolgu.

Alınlık: Çatı ile korniş arasındaki üçgen kısım. Bir portalın çerçeveli üst kısmı.

Alman seferi: Sinanı’ın 1532’de katıldığı sefer.

Anakapı: Cümle kapısı.

Analemma: Strüktürel değer.

Anıt: Abide. Tarihi ve sanatsal büyük eser.

Apsid: Bazilika ve kilisede ana eksenin ucundaki öğe. Üstü yarım kubbe ile örtülü yarım daire biçimli niş.

Arabesk: Birbirine geçmiş hat ve eğrilerden oluşan bezeme.

Atik Sinan: Fatih Sultan Mehmed’in öldürttüğü mimar. Sinan’ı kıskananların padişaha şikayet edip padişahı kışkırtmaları üzerine, Kanuni’nin Sinan’a kızarak “sonun Atik Sinan gibi olmasın” dediğini otobiyografisinde yazar.

Arasta: Üstü açık pazar. Üstü kapalıysa, kapalıçarşı denir.

Arkad: Önyüzü kemerli ve açık, arkası duvarlı ve üstü örtülü galeri.

Arkasolium: Mezar hücresi.

Arnavud bacası: Tavanarasını aydınlatmak için çatıya yapılan çıkıntılı pencere.

Arşitektonik: Mimarlık sanatı ve ilmine uygun inşaat.

Arşitrav: Baştaban.

Arşivolt: Başkemer.

Aşık: Çatı merteği. Çatı örtüsünü taşıyan yataş kiriş.

Asimetri: Bir eksene göre farklı yönlerde yer alma.

Askı: Bina onarımı için destek ve bağlama.

Avlu: Yapının önünde, arkasında, yanlarda veya çepeçevre veya iç içe bölüm. Dış avlu ve iç avlu olarak iki kısımdır. İç avluya harim de denir. Üstü açık, etrafı kapalıdır. İç avlunun ortasında şadırvan bulunur.

Ayak: Kemer, kubbe, çatı ağırlıklarını taşıyan dayanak. Taş, tuğla, ahşap, sütun şekillerindedir. Büyük camiler altıgen veya sekizgen ayaklıdır.

Ayakkabılık: Genellikle ahşap pabuçluk.

Ayaktaşı: Kapı eşiğine konulan taş.

Ayasofya: Sinan, Ayasofya’nın batı yönündeki iki minaresini yaptı.

Ayazma: Yeraltı su deposu.

Aydınlık: Işıklık. Bina içindeki karanlık yerleri aydınlatmak için yapılan boşluk.

Aynataşı: Çeşmelerde musluk takılan süslü taş.

Baba: Dikine konulan ağaç destek.

Bağlantı taşları: Duvara yapılacak ek duvarın bağlanmasında kullanılan dişli tuğlalar.

Bağlayıcı sistem: Orta sahın ile çapraz sahının kesiştiği transept karesinin kor, orta sahın ve çapraz tonozlar düzenindeki ölçü birimi sistemi.

Balkon: Bina bedeninden çıkıntılı açık bölüm. Etrafı ve üstü kapalı olana cumba denir.

Barbakan: Kale duvarlarındaki dar pencere delikleri.

Barbata: Kale duvarındaki mazgallı, dişli bölüm.

Bazilika: Üç sahınlı dikdörtgen yapı. İki sıra sütunlu, orta sahın geniş ve yüksektir.

Beden duvarı: Binanın esas yan duvarları.

Bedesten: Çarşı. Kubbeli, dikdörtgen.

Belgrad seferi: Sinan’ın 1521’de katıldığı sefer.

Beşik çatı: İki yüzeyi eğimli çatı.

Beşik kemer: Yarım çember biçimli kemer.

Beşik tonoz: Yarım silindir tonoz.

Bezeme: Sistemli tekrarlanan süs motifi.

Bezir isi mürekkebi: Keten tohumu yağının yakılmasıyla oluşan isten yapılan mürekkep.

Bilezik: Sütun gövdesine çepçevre takılan madeni halka.

Bimarhane: Şifahane. 17. yy.dan sonra tımarhane.

Bindirme taşı: Kemerlerin başlangıç yerindeki çıkıntılı yastık.

Binek taşı: Saray ve konaklarda, ön cephede ata binmeye yarayan yer.

Blokaj: Moloz dolgu.

Bölücü kemer: Orta sahını yan sahından ayıran kemer.

Bordür: Kenarlık.

Bostan: Su deposu. Edirnekapı, Yavuzselim, Altumermer’de.

Buhurdan: Güzel koku yayan, içinde tütsü yakılan süslü kap.

Bursa kemeri: Yanları dörttebir daire, ortası düz kemer.

Bursa üslubu: 14-16. yy. arası üslup. Bursa, İznik’te yaygın, avlu yok, şadırvan cami içinde, minare bedenden ayrı, kubbe piramidal değil.

Çadır çatı: Ortadan dört yana eğik çatı.

Cam işleri: Vitray.

Cami: İbadet başta olmak üzere dini faaliyetlerin merkezi. Küçüğüne mescid, üstü açık olana namazgah denir.

Cümle kapısı: Anakapı.

Çardak: Kubbeli veya kubbesiz, kare veya çokgen, direkli ek yapı, gölgelik, gümrük binası.

Çatı aşığı: Aynı sıradaki babaların üzerine yatay konulan kirişler.

Çatı feneri: Çatı ve kubbede çevresi pencereli öğe.

Çatı: Binayı örten damın iç kısmı. Sundurma, beşik, kırma, çadır, mansard, konik, piramit, soğanbaşı tipleri vardır.

Çocuk ve Sinan: Süleymaniye Camii’nin bir minaresi yamuk usta, diyen bir çocuğa, Sinan’ın minareye halat attırıp güya düzelttiği, halk arasında anlatılagelen bir efsanedir.

Cehennemlik: Hamamda, döşeme taşları altındaki ısıtma boşlukları.

Celi: Hat sanatında yazının iri şekillisi.

Çıkma: Binanın bedeninden dışarı taşan kısım.

Çini: Beyaz topraktan pişirilerek yapılan, mineli ve ince, saydam olmayan seramik işi. Sinan, Rüstempaşa Camii’nde iç bölümün tamamında çini kullandı.

Çırağan: Bahçeyi meşale ve kandille aydınlatma.

Çörten: Damda saçakaltından dışarı uzanan oluk.

Dalan: Hol.

Dam deresi: Saçak boyu uzanan sac oluk.

Dam korkuluğu: Dam örtüsünü gizleyen alçak duvar.

Dam örtüsü: Çatıyı örten kiremit, oluklu sac, kurşun kaplama.

Damlalık: Pencere altlarındaki oluk çıkıntı.

Darülhadis: Hadis okulu.

Darülkurra: Kuran okulu.

Darüşşifa: Hastane.

Darüzziyafe: İmaret, aşevi.

Dayak: İstinat direği.

Dayanak: Beden duvarına karşı örülen istinat ayağı.

Dayanma kemeri: Kubbe ve çatı ağırlığını duvarlara ileten kubbe çevresiyle dayanma ayakları arasına konulan destek kemer.

Dayanma kulesi: Anakubbenin çevresinde, kubbenin yanlara olan basıncını tutan kule.

Dayanmalık: Pencere alt kenarındaki çıkıntı.

Derz: Taş ve tuğlalar arasındaki birleşme yeri harç şeridi.

Destek: Çıkma altlarındaki ağaç veya taş destek.

Devşirme: Hıristiyan tebaadan yeniçeriliğe seçilen çocuk.

Dikke: Yüksek ve kafesli mahfil.

Dikme: Kapı ve pencerenin iki yanındaki direkler.

Direk başlığı: Direküstü yükünü taşıyan parça.

Dış avlu: Cami ve iç avluyu çeviren, duvarlı bölüm.

Dolanmalık: Yapıyı dolanan sütunlu sundurma.

Döşeme: Ahşap, beton, taş, mermer zemin.

Döşeme örtüsü: Halı, kilim, muşamba, hasır şeklindeki örtü.

Düğer: Sütun direk.

Dühenk: Hamamlarda ince baca delikleri.

Duvar semeri: Harpuşta. İki tarafa meyilli duvar üst kısmı.

Duvar: Cami veya külliyeyi sokaktan ayıran öğe.

Eksedra: Yarım daire planlı, kubbeli, ana yapıya birleştirilen öğe.

Eşeksırtı kemer: Kaş kemer.

Eşiktaşı: Kapının eşiğine konan taş.

Eyvan: Avlu tarafı açık, üç tarafı kapalı, üstü tonozla örtülü yer.

Filayağı: Kubbe ve kemerleri taşıyan taş, tuğla veya sütun kalın ayak. Pilpaye.

Flöron: Tepe çiçeği.

Frit: Kabartma bezeli şerit.

Friz: Arşitrav ve korniş arasındaki süsleme.

Fronton: Basık, ikizkenar üçgen duvar.

Geçme tonozu: Haç tonoz.

Gergi: Kemer başlangıcındaki kiriş, demir çubuk.

Giydirme: Sıva, mozaik, çini, mermer kaplama.

Gliptik: Mühür oyma sanatı. Hatemkari.

Göbektaşı: Hamamın sıcaklık bölümünde,yerden biraz yüksek, alttan ısıtılan set.

Gömme sütun: Yarısı duvara gömülü sütun.

Göz pencere: Çatıda ve kapı üstlerindeki küçük göz pencere.

Hacet penceresi: Türbelerde sanduka odasına bakan parmaklıklı pencere.

Hafifletme kemeri: Kapı ve pencere üstü kirişlerindeki ağırlığı alan kemer.

Hamam: Soyunmalık (odalı, çeşmeli, havuzlu bölüm), ılıklık (soğukluk, berber ve tuvalet bölümü), sıcaklık (harare, göbektaşı ve halvetler bölümü)bölümleri olan terleme, yıkanma, temizlenme yeri.

Han: İçinde camisi bile olan, konaklama, yatma ve alışveriş yeri.

Harem: Kadınlara ait yer.

Harim: Avlu.

Hassa Mimarlar Ocağı: Başmimarın yönetimindeki ocak.

Hatayi: Yaprak, çiçek, filiz motiflerinin dolaşık tezyinatı.

Hatemkari: Mühür kakma sanatı.

Hatıl: Duvar içindeki yatay tahta, tuğla kiriş.

Hatire: Etrafı çevrili aile mezarı.

Hazire: Cami bahçesinde veya camiye bitişik etrafı çevrili mezarlık.

Hiref: Saray sanatçıları.

Horasan harcı: Pişmiş kiremit ve tuğla tozunun kireç ve su ile karışımından oluşan harç.

Hünkar mahfili: Camide, padişaha ayrılan yüksekte, ayrı kapılı, merdivenli, kafesli bölüm.

İç avlu: Son cemaat yeriyle revaklı geçidin çevrelediği, ortasında şadırvan bulunan avlu. Haremişerif de denir.

İmaret: Bir külliyenin bütününe imaret dendiği gibi, külliyeyi oluşturan cami, medrese, kütüphane gibi öğelere de tek tek imaret denir. Ayrıca aşevi anlamında kullanılır. Aşevi olarak mutfak, kiler, ambar, fırın, yemekhane bölümleri vardır.

İskele: Yapının yüksek kısımlarını yapmak için kurulan çatma. Salıncak, asma, çıkma, ayrık tiplerdedir.

İshane: İs odası. Kandil isini emer.

İstinare: Şerefede dönerek ezan okuma.

Jemine: İkişerli pencere, kemer, sütun.

Kabara: Yan yana iki kemerin kavisleri arasına süs olarak konulan taştan veya madenden çıkıntı parça.

Kaburga: Kemerlerde kavis ağırlığını taşıyan silme. Çapraz kubbe ve tonozlarda, kubbe ağırlığını zemine aktaran öğe.

Kademe: Tek merdiven basamağı.

Kadın mahfili: Camilerde giriş kapısına yakın, kafesli kadın bölümü.

Kaide: Sütunun oturduğu alt kısım.

Kakma: Düz zeminin oyularak içine parça yerleştirme. Sedef, altın, gümüş kakma teknikleri vardır.

Kalemkar: Tavan ve duvarlara resim yapan usta.

Kalyon: Yelkenli ve kürekli büyük ahşap savaş gemisi.

Kapı revakı: Anakapı önündeki sundurma.

Kapı sundurması: Rüzgarlık, kapı üzerindeki saçak örtü.

Kapı tacı: Kapı tepelik süslemesi.

Kapıya çıkmak: Devşirmenin yeniçeri olması.

Kargir: Taş ve tuğladan yapılan bina.

Karname: Ölçekli bina planı.

Sarkıt: Girintili çıkıntılı prizma kabartma.

Kartuş: Etrafı kabartmalı bitki motifleriyle çevrili kitabe.

Kasa: Kapı ve pencere kanatlarının yerleştirildiği duvarda açılan yere oturtulan tahta çerçeve.

Kaşane: Saray, köşk, konak.

Kasır: Küçük saray. Bahçe içindeki köşk.

Kasnak: Kubbe tamburu.

Kaval: Sütunlardaki silme.

Kavsara: Portalda, anakapının önündeki girişin üstü.

Kemer: Taşıyıcı strüktür. Bir açıklığı geçmek için kullanılan yapı öğesi. Sivri, basık, beşik, atnalı, kaş, penci, dilimli, perde, tudor tiplerdedir. Kemer, ağırlıkları ayaklara taşır.

Kemer açıklığı: Kemerin oturduğu iki ayak arası açıklık.

Kemer ayağı: Kemerin iki tarafta üzerine bindiği ayak.

Kemer kaburgası: Kemer içinde silme profil.

Kemer karnı: Kemerin iç tarafında kemertaşlarının oluşturduğu içbükey yüzey.

Kemer kovanı: Anakapı kemerinin içe uzayan derinliği.

Kemertaşı: Kemerde eğriliği yapan taşlar.

Kemer yastıktaşı: Sütun üzerindeki tabla taş.

Kervansaray: Etrafı yüksek duvarlı, içinde yatakhane, ahır, avlu, mahzeni olan han. Tacirler, mal ve hayvanlarıyla konaklar.

Kilittaşı: Kemer kilidi.

Köfekitaşı: Açık renkli, hafif, delikli taş.

Körkemer: Duvar içine yapılan süs kemeri.

Korkuluk: Balkon ve terasta kenar parmaklığı.

Korniş: Saçakaltlarının sudan etkilenmemesi için duvar üstüne yapılan çıkıntılı silme.

Köşe bingisi: Üçgen kubbe parçası. Kasnakla duvarköşesini kapatır.

Köşetaşı: Dik birleşen iki duvarın köşelerini birbirine bağlayan dikdörtgen prizma taş.

Kubbeayağı: Kubbeyi taşıyan pilpaye.

Kubbeeteği: Kubbenin kasnakla birleştiği yer.

Kubbefeneri: Kubbeyi aydınlatma ve içini havalandırma için üstündeki delikte yapılan pencereli fener.

Kubbekasnağı: Kubbenin oturduğu pencereli silindir duvar. Tambur.

Kubbe: Yarımküre biçimli içi boş yapı örtüsü. Üstü kapalı veya fenerlidir. Kasnağa oturur. Kasnak köşe boşluklarındaki ağırlık pandantifle esas duvara aktarılır. Bir anakubbe, etrafında bağımlı yarım kubbeler ve çevresindeki küçük kubbelerle tamamlanır. Tuğla ve horasan harcıyla yapılır. 30/15/3 lük veya 30/30/3 lük tuğlalarla örülür.

Külah: Minarenin konik çatısı.

Külliye: Cami merkezli medrese, kütüphane, çarşı, han, hamam, sebil, tabhane, hastane, mektep, dükkan, türbe, kervansaray, çeşme yapıları bütünü.

Kündekari: Küçük tahta bezemeler.

Kurampa: Ayrıntılı plan. Karname.

Kurna: Çeşme altındaki taş su teknesi.

Kürsü: Üzeri süslü, merdivenli, taştan veya tahtadan yapılan vaiz yeri.

Lento: Ahşap veya taş kiriş. Duvar arasındakine hatıl denir.

Lüle: Su dağıtımında suyun debisini ölçmede kullanılan pirinç boru ve bir dakikada bundan akan su miktarı.

Mahfel: Mahfil. Cami içindeki alçak sütunlu yerler. Hünkar mahfili, müezzin mahfili gibi. Alçak olanına maksure denir.

Mahmuz: Köprü ayaklarındaki su akışını ters duran üçgen masif taş. Selyaran.

Mahya: Damın iki meyilli yüzeyinin birleştiği keskin sırt. Sırtın kirişi. Minare arası ışıklı yazı.

Maksure: Camide hükümdar bölümü. Mahfil altındaki yer.

Malakari: Tavan ve duvar kabartma süslemeleri.

Merdiven: Dış ve iç avluda cami girişlerinde, içerde minber, kürsü ve mahfillerde, minarede, kasnakta bulunan öğe.

Mihrap: Kıble duvarında girintili veya çıkıntılı, yanlarında sütunlu ve şamdanlı, taçlı, stalaktitli, süslemeli, çinili imam yeri. Son cemaat yerinde de olabilir.

Mimarbaşılığı: 1538’de mimarbaşı olan Sinan 50 yıl bu görevi surdürdü.

Mimar Sinan’ın mührü ve imzası: Elfakir elhakir sinan sermimaranı hassa. imzası, Büyükçekmece Köprüsü üzerindedir: Ameli Yusuf bin Abdullah.

Minare: Temel, pabuç, kaide, gövde, şerefe, külah, alem, paratonerden meydana gelen ezan okuma kulesi. Camiye bitişik veya ayrı yapılır. Üzeri ve şerefeleri süsleme sanatlıdır.

Minber: Özellikle cuma günleri hutbe okunan sahanlıklı, merdivenli, kapılı, bazısı kubbeli, külahlı mermer, taş veya ahşap hutbe yeri.

Moloztaş: Taşocağında kırıldığı gibi çıkan biçimlendirilmemiş taş. Molozdöşek ve molozduvar yapımında kullanılır.

Monumental: Anıtsal, abidevi.

Motif: Bir kompozisyonun ana öğesi.

Mukarnas: Skalaktit. Prizma destek ve süs bindirmelik. Dışa doğru bindirmeli taşarak, simetrik düzende yapılanır. Üç boyutlu bir İslam mimari sanatıdır. Sütun başlıkları, taçkapı, şerefe, korniş ve nişlerde görülmektedir.

Mezarı: Süleymaniye Camii’nin Haliç dış duvarlarına bakan sade bir türbedir. 1588.

Niş: Kendinden geniş bir mekana açılan ve duvara oyulmuş, üstü kemerli ve mukarnaslı girinti veya hücre.

Palmet: Bir sapın iki tarafında uzanan yapraklardan oluşan süsleme.

Pandantif: Kare plana kubbeyi oturtan geçiş öğesi. Köşelerde oluşturulan üçgen içbükey parçalar.

Paye: Taşıyıcı ayak.

Portal: Taçkapı, anıtkapı.

Revak: Uzun kenarlar boyunca sütunların taşıdığı kemer dizisiyle dışa açılan, üstü kubbe veya tonozla örtülü uzunlamasına mekan.

Rumi: Yaprak biçimli süs öğesi.

Sai Çelebi: Sinan’ın hayatını yazan şair. Tuhfetülbünyan’ı yazdı.

Sarkıt: Mukarnasın uç bölümleri.

Serveti: 12 konak, 38 dükkan, 9 ev, 2 mektep, 4 çeşme, mescitler, araziler, değirmenler ve bütün mimari eserleri.

Strüktürel: Taşıyıcı sisteme ait.

Tabhane: Misafirhane.

Tektonik: Kompozisyon içinde tekrarlanan ve tek başına da bağımsız bir bütün olan unsur.

Tezkiretülbünyan: Sinan’ın özyaşamöyküsü.

Tezkiretülebniye: Sinan’ın yapılarını gösteren risale.

Tonoz: Mimari örtü öğesi. Beşik, aynalı, çapraz, kaburgalı, gotik tipleri vardır.


Kaynak ve Ayrıntılı Bilgi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Mimar_Sinan

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.

Ayrıca...

Mimarlık ve Emlak Dili – Mimarlık Sözlüğü

Uzmanlar, uzmanlık alanlarıyla ilgili konularda konuşurken, istemeseler de “dilleri çalar”. Örneğin bir mimar, sizinle konuşurken …