1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

Avantaj Güvenlikli İskelede: Afix Güvenlikli İskele

“Türkiye`de 40 milyon metrekarelik bir pazar var ama ne yazık ki onun çeyreğinin çeyreği piyasada yok” diyen Murat Özdemir, Afix`in müşterilerine sunduğu en büyük avantajı “güvenlikli iskele” olarak vurguladı.

afix group, afix ile ilgili aramalar afix iskele, afix scaff, coşkun iskele, güvenli iskele ile ilgili aramalar, güvenli iskele sistemleri, güvenlikli iskele, güvenlikli iskele ile ilgili aramalar, iskele aksesuarları, iskele kalıp dünyası, iskele kurulumu, İskele Sistemleri, kiralık güvenlikli iskele, kiralık iskele, kule iskele

İskele konusundaki gerçekleşen test ve prosedürlerin hem maliyetli, hem de çok uzun bir süreç gerektirdiğini; bu nedenle Türkiye’de üretim yapan firmaların sertifikasyon konusunda sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Afix İskele Genel Müdürü Murat Özdemir, sorularımızı yanıtladı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1972 İstanbul doğumluyum. Yaklaşık 2004’den beri yapı sektöründe faaliyet göstermekteyim. Daha önce dış cephe giydirmelerinde bir Alman firmasının distribütörlüğünü yapıyordum, ortağıydım.

Afix’le tanışmanız, buluşmanız nasıl oldu?

Afix’le de geçen yıl 2011 in Mart ayında tanıştık. Türkiye’de iskele sektöründeki açığı bir şekilde tesadüfen istatistik değerlerin sonucunda öğrendik. Bununla birlikte çok daha önemlisi Türkiye’de standarda uygun bir iskele üretiminin hiç olmadığını en azından sertifikalı iskelenin olmadığını fark ettik. Fark etmemizle birlikte Afix başta olmak üzere bir çok firmayla temasa geçtik.

Bunlardan olumlu yönde bize ilk geri dönüş yapan Afix oldu.

Beklemediğimiz biçimde çok sıcak karşıladılar bizi. Türkiye pazarını araştırdılar ve sonucunda 2011 -Nisan ayında bizimle bir ortaklık yapısı oluşturma kararını aldılar.

Ve biz de 2011- 17 Haziran`da resmi kuruluşumuzu gerçekleştirmiş olduk.

Bu süreç çok hızlı gelişti, öyle ki, biz daha firma kurulmadan ülkemizde ilk defa düzenlenen İskele ve Kalıp Fuarına katılmak durumunda kaldık.

Buna rağmen bu fuar bizim açımsızdan son derece verimli geçti.

Halen o fuardan almış olduğumuz talepleri karşılamaya çalışıyoruz. yüzde yüz aktif hale geldik, hedeflerimizi tamamladık diyemeyiz.

Burada enteresan bir durum var eğer doğru anladıysam, Afix kendisi Türkiye’ye gelmedi siz mi talepte bulundunuz?

Doğru anladınız evet. Ben talepte bulundum.

Peki nasıl karşılandı? Daha önce Türkiye ile ilgili hiçbir öngörüleri yok muydu?

Hayır, yoktu. Hatta İngiltere, Fransa, Danimarka bu üç ülkede aynı zamanda talepte bulunmuşlar fakat onlar Türkiye’yi daha doğrusu bizim yazdığımız e-mail’in çok hoşlarına gitmesi üzerine Belçika Ataşeliği tarafından Türkiye’deki inşaat sektörü Türkiye’deki- iş güvenliği kanunu nedir ne değildir, araştırmaları sonucunda bizim gönderdiğimiz verilerle örtüştüğünü görünce kalkıp geldiler..

Tüm bu olumlu görüşmeleriniz sonucunda Afix’le yeni ortaklık yapılanmanız nasıl oldu ?

Ben Türkiye’de kurulan bu firmanın %11 ortağı ve aynı zamanda Genel Müdürüyüm . Kalan tüm hisse Belçikalı’nın.

Biraz da üretim tesislerinizden, kapasitenizden söz eder misiniz?

2004 yılında firma kurulduğunda üretim Belçika’daydı fakat daha sonra üretim maliyetlerinden dolayı biz Şangay’a taşıdık.

Şangay’da kendi fabrikamız var. 12 000 m2 kapalı, 4000 -5000 m2 açık alan olmak üzere iki fabrikada faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Bunlar Şangay merkezde vardiyalı olarak üretim yapıyor. Hizmet verdiğimiz yerler: Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, Güney Afrika ve Türkiye.

Afix olarak, Türkiye için belirlediğiniz bir genişleme politikanız var mı? Varsa nasıl, ne yönde ?

Afix olarak, genişleme politikamız yerel ortaklarla oluyor.

Kısaca özetlersem; biz gidip firma kurmuyoruz ama orada piyasayı iyi tanıyan, güvenilir sadece işi götürebilecek ortaklıklara ancak sıcak bakıyoruz. Keza genel anlamda bütün ortaklıklarımızda zaten bu temele dayanıyor.

Diğer ülkelerden bu yönde bir talep olursa ne yapılıyor?

Diğer ülkelerden talep olursa tabii ki değerlendiriliyor.

İlk başta şahıs, sonra firma daha sonra pazar payı değerlendiriliyor..

Tüm bu analizlerin sonucunda da karar veriliyor.

Ürün talebi olursa?

Ürün talebi olursa tabii ki malzeme gönderiyoruz ama ortaklık bazında yukarda söz ettiğim ülkeler dışında yok.

Peki kurulum aşamasında teknik destek verebiliyor musunuz?

Zaten Avrupa ülkelerinde bu sistem 30-40 yıldır hepsinde var.

Sistem buradaki gibi yürümüyor. Orada iskele kurucuları diye firmalar var ve bizim orada müşterilerimiz onlar.

Biz Türkiye’deki gibi orada nihai kullanıcı dediğimiz üst yükleniciyi tanımıyoruz. Biz iskeleyi kiralıyoruz, teknik destek veriyoruz.

Bunun dışında nakliye süreleri, stok bulundurma gibi işin lojistik yönetimi sizi zorluyor mu?

Stok bulundurma dediğiniz de ne kadar finanse edebilirseniz o kadar oluyor. Şu anda bizim 12.000 metrekare bir iskelemiz var ilk etapta, hedefimiz 50.000 metrekare.

Son dönemde iskele sektöründe satın almaktan çok kiralama ile ilgili gelişmeler yaşanıyor sizde durum nedir?

Benim bir yıllık verilerime baktığımda tam tamına %50 /50 diyebilirim. Bu da bizim zaten hedeflediğimiz rakamlara denk düşüyor.

Satın alanlar kimler?

Satın alanlar genelde daha çok tabii ki, iş güvenlik kanununun getirdiği yükümlülüğün bilincinde olan kurumsal firmalar.

Standartlardan biraz bahseder misiniz?

Ürünün ilk önce çelik seçimi, daha sonra üretim prosesleri, çeliğin kalınlığı ve çapı olmak üzere yüzey kaplaması, temel nitelikleri ve iskelenin yatay açıklıkları, bunlar hep standart üretim gerektirir. Sertifikalı iskeleler için üretici firma tek tek ürünlerini testten geçiriyor.

Bunlar dayanma- çekme testleri olarak nitelendiriliyor ve tek tek yapıldığı için minimum üç yıl sürüyor.

Düşünün bir firmanın bütün bir sistem olarak, tüm bu uzun süreçlerden geçmesi, test edilmesi hem maliyet, hem de çok uzun bir süreç. Bu nedenle Türkiye’de şu anda üretim yapan hiçbir firmanın sertifikasyonu yok.

Bir de tersten soralım. Yani satın alanlar açısından diyelim ki sizden müşteri satın aldı, iskeleyi kullandı birinci inşaatını tamamladı. İkinci inşaatında kullanmak üzere söküp kaldırdı.

Bu aşamada bu ürünlerin bir yıpranması oluyordur mutlaka böyle bir durum karşısında siz nasıl bir destek veriyorsunuz?

Normal şartlarda bir iskelenin yıpranma süresi 20-30 yıl gibi bir süreyi içerir ama maalesef Türkiye’de özellikle nakliye esnasında uygun ekipmanlar kullanmadıkları için çok büyük zararlar verebiliyorlar. Biz de o noktada elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz.

Kiralama ile ilgili biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz?Avantajları nelerdir mesela?

Kiralama süreci taleple başlar; ikinci kademe bizim talebe dönüşümüz, projeyi istememiz, projelendirme sürecinde ebatlandırma -adetlendirme daha sonra fiyatlandırma ile tamamlanır.

Eğer kabul edilirse malzemenin lojistiği, depolanması, nakliyesi devamında gelir. Avantajlarına gelince; tabiî ki bizim sağladığımız en büyük avantaj “güven…”

GÜVENLİKLİ İSKELE
Son olarak ülkemizde iskele sektöründe Pazar payı nedir? Sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?

İskele sektörüne ne kadar yakınsınız bilmiyorum ama hiçbir zaman yeterli bir iskele yok piyasada. Bu nedenle satıştan ziyade kiralama olayı çok daha hızlı gidiyor. Ve galiba bunun limiti de yok.

Her şey finansa dayandığı için yetişmek de imkansız!..
Özetle Türkiye`de 40 milyon m2 bir pazar var ama ne yazık ki onun çeyreğinin çeyreği piyasada yok. Hele standartlı olarak neredeyse hiç yok.

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.