1750 Adetten Fazla Türkiye'nin En Güzel Villa Modelleri İçin Resme Tıklayabilirsiniz..

5486 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa Göre MİMAR’ın Telif Hakkı

Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku fikri mülkiyetin hak olarak kabulü ve korunması ilkesinden hareketle oluşmuş kendine özgü kuralları olan bir hukuk dalıdır. Bu Kanun, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını, bu haklara ilişkin tasarruf esas ve usullerini, yargı yollarını ve yaptırımları ile Kültür Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğunu kapsamaktadır. Buna göre her türlü eser yasanın koruması altındadır. Bu eserler bakımından korunan hak esasen aynı olsa da, ihlal ediliş biçimleri ve hak çeşitleri bakımından farklılık bulunmaktadır. Burada, FSEK kapsamında mimarın çizdiği mirari projeler, bu projelerden doğan telif hakkı ve uygulama bakımından özellik gösteren hak ihlalleri üzerinde durulacaktır.

MİMARİ PROJE-ESER
Mimari projeler üzerinde, bu projelerin fikir ürünü olmaları ve yasada tanımlı eser olarak kabul edilmeleri nedeniyle telif hakkı mevcuttur.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m1 uyarınca sahibinin özelliğini taşıyan her nevi fikir ve sanat ürünleri eser olup, eser mahiyetindeki ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserlerini meydana getiren kişi eser sahibidir.

Bu anlamda herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre , sahne tasarım ve projeleri sahibinin özelliğini taşımak koşuluyla eser olarak FSEK kapsamsında himaye görür.

Sahibinin özelliğini taşımaktan kastedilen ise; belli bir mimari üslup taşıması, sahibinin yaratıcılığını, teknik bilgi ve becerisini, bağımsız fikri çalışmasını yansıtmasıdır. Buradaki bağımsız fikri çalışma veya yaratıcılık mutlak algılanmamalıdır.Başka eserlerden etkilenme veya yaratıcılık sürecinde faydalanma bağımsız fikri çalışma niteliğini bertaraf etmediği sürece ürünün sahibinin özelliğini taşımasına engel teşkil etmeyecek, eser niteliğini etkilemeyecektir.

Mimarın çizdiği proje, sahibinin özelliğini taşımak koşuluyla eser olarak kabul edilecektir.Eser olarak kabul edilen mimari projeler FSEK na göre himaye görür ve eser sahibinin de telif hakkı doğar. Eserin meydana getirilmesi telif hakkının doğumu için yeterlidir. Bunun dışında eseri meydana getiren kişinin hukuki ehliyeti, projenin onayı, sicile tescili vs işlemlere ihtiyaç duyulmaz.

Mimar, projeyi çizmekle, odaya veya ilgili belediyeye onaylatmadan telif hakkının sahibidir ve FSEK den doğan maddi ve manevi hakları kullanabilir.

İLMİ ESER OLARAK MİMARİ PROJE/GÜZEL SANAT ESERİ OLARAK MİMARİ PROJE:
Yasanın mimari projeler bakımından bu ayrımı yapması, mimari projenin diğer fikir ve sanat eserlerinden farklı olarak işlevsellik özelliğinden, somut bir ihtiyaca cevap verme ve ihtiyaç duyulan bina doğrultusunda oluşturulmasından kaynaklanmaktadır. Mimari projede estetik unsur bulunmakla birlikte diğer fikir ve sanat eserlerine oranla bu unsur baskın veya ön planda tutulmamış olabilir.

Mimari projeler, bedii vasfı yani estetik değeri bulunup bulunmamasına göre yasanın farklı maddelerine göre koruma altındadır. Bedii vasfı bulunmayan mimari projeler m2/1,b.3 de belirtilen ilim ve edebiyat eseri olarak, estetik niteliği bulunanlar ise m 4 de belirtilen güzel sanat eseri olarak korunacaktır.

Mimari plan ve projenin bedii vasfının (estetik) bulunduğu kabul edildiğinde, hem plan ve proje hem de mimari eser (yapının kendisi) FSEK na göre korunacaktır.
Mimari plan ve proje estetik vasfı yoksa, ilim ve edebiyat eseri olarak sadece kendisi korunacak, yapı ise FSEK na göre korunmayacaktır.

Buna göre esasen estetik vasfı bulunan mimari projeyi hazırlamak mimar açısından daha fazla koruma sağlayan bir hukuki durum da yaratır. Bu sayede mimar, hem mimari projesinden dolayı koruma hakkına sahip olacak hem de projeninin uygulandığı bina üzerinde de korunmaya değer hakkı bulunacaktır.

Örneğin bedii vasfı olan proje müellifi binadaki değişikliği FSEK nu uygulatarak men ettirebilecekken , bedii vasfı bulunmayan proje müellifi mimar sadece İmar Kanunu hükümlerine dayanabilir.Bedii vasfı olan bina FSEK kapsamında eser sayıldığından, mimarın bu binanın yok edilmesinden ötürü de zarar gören maddi ve manevi hakları olabilecektir. Mimarın bina üzerinde mülkiyet hakkı bulunmamakla birlikte, buradaki durum örneğin bir filmin yok edilmesine benzer hukuki sonuç doğurur. Ancak, bedii vasfı bulunmayan proje müellifinin binanın yok edilmesinden ötürü hak talebi mümkün olmayacaktır.

Buna göre esasen bedii vasfı bulunan mimari projeler üretmek , gerek toplum ve çevre gerekse mimar bakımından yarar sağlayan bir durumdur.

TELİF HAKKI- HAKKIN DEVRİ
FSEK na göre telif hakkının kapsamı yasada sayılı mali ve manevi haklardır. Bu hakları eser sahibi kullanabilir. Hakların devri ise yazılı yapılmak ve hangi hakkın devredildiğinin açıkca yazılması koşulu ile mali haklar bakımından mümkündür. Ancak eser sahibi mimarın manevi hakları devri sözleşme yazılı da olsa geçersizdir.

FSEK dan doğan haklardan, projenin uygulanması suretiyle bina yapılması işlenme hakkı olarak değerlendirilebilirse de yasada açıkca m22/2 de çoğaltma hakkı olarak tanımlanmıştır.

Eser sahibine tanınan mali hakta pay ve takip hakkı (m45) , temsil hakkı, kamuya sunma, nakil araçlarıyla umuma yayın gibi haklar teoride mimari projeler bakımından da bulunduğu kabul edilse dahi, pratikte mimari projeler bakımından bulunduğu söylenemez. Temsil daha çok tiyatro eseri gibi eserlerde mevcuttur. Pay takip hakkının kullanımı kararnameye bağlı olup mimari projeler bakımından kullanılması henüz mümkün değildir. Kamuya sunma hakkı ise, mimari projenin hazırlanıp sunulduğu kişiye projeyi uygulayarak binayı yapması için teslim edildiğinde kendiliğinden iş sahibine devredilmiş bir hak olduğundan kullanılması gerçekleşmiş olur.

Burada, uygulama bakımından önem arz eden haklar üzerinde durulması yerinde olacaktır.

ESERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINI YASAKLAMA YETKİSİ:
Eser sahibi mimarın yazılı izni olmadan, mimari projenin tamamı veya bir kısmı üzerinde ya da eser sahibi mimarın adında değişiklik, ekleme veya kısaltma yapılamaz. Bu hak manevi haklar arasında yer aldığından, mali hakların devrine dair yazılı sözleşme yapılsa dahi, değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisinin devri anlamına gelemeyecektir. Zira bu hak eser sahibi mimara sıkı sıkıya bağlı kişisel bir hak olup devredilemez. Mimari plan ve proje bakımından değişiklik yapılması, ekleme yapılması hali tamamen mimarın iznine bağlanmıştır.

Uygulamada, mimari projenin kendisi bakımından, bu hakkın ihlal edilmesi haliyle pek karşılaşılmasa da , projenin uygulamasıyla ortaya çıkarılan binada projeye aykırılık şeklinde kendini göstermektedir.

Mimari projenin uygulanması ile ortaya çıkan binanın bu projede belirtilen şekilde yani projenin aynen uygulanması suretiyle yapılması gerekir. Ancak projeye az veya çok aykırı şekilde bina inşa edildiğinde eser sahibi mimarın bu yetkisini bina bakımından da kullanabilecek midir?

Burada, proje uygulanarak ortaya çıkan bina üzerinde de değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisinin bulunup bulunmadığı , mimari projenin FSEK na göre hangi tip eser sayıldığına göre belirlenecektir.

Eğer mimari proje ilim ve edebiyat eseri olarak kabul edilirse, yukarıda değinildiği gibi artık ortaya çıkan bina FSEK kapsamında projeden ayrı olarak ve başlıbaşına bir eser olarak korunamayacaktır.Buna göre mimar, ilim eseri niteliğindeki mimari projesi uygulanarak inşa edilen binada projeye aykırı yapılan imalatı FSEK na göre değil ancak İmar Kanunu maddelerine göre men ettirebilecektir. Binanın ruhsat ve eki projesine aykırılık hali yapıyı kaçak hale getirir. Yapının proje ekleri ve alınan ruhsata aykırı olarak inşa edilebilmesi, inşaat bitmiş ve yapı kullanma izni verilmişse dahi binada ruhsata tabi olan değişikliklerden biri yapılmak isteniyorsa , bu değişiklikler için de ruhsat almak, projeyi tadil etmek gerekecektir. İşte burada artık, tadilat projesinin yapılması binaya ait proje müellifi mimarın iznine tabidir. FSEK m1 uyarınca projede değişiklik yapma hakkı eser sahibine aittir.

Bina sahibi, inşaat devam ederken veya bina tamamlandıktan sonra, binada projeye aykırı ve ruhsata tabi değişiklikler için eser sahibi mimarın iznini almak zorundadır. Mimar, izin verip vermemekte serbest ise de bu serbestisi sınırsız olarak kullanılamaz. Eserin bütünlüğünü bozan, mimarın şeref ve haysiyetine dokunan değişikliklerde mimar önceden izin vermiş olsa dahi bu tür değişikliği men ettirme yetkisi mevcuttur.

Eser sahibi mimarın tadilat projesine eserde değişikliğe izin vermemesi halinde, yapı sahibi, değişikliğin zorunlu olduğunu , zaruri bir ihtiyaca yönelik olduğunu ispat etmedikçe mimar değişikliğe izin vermeye zorlanamaz.

Eser sahibi, kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür.

Bina sahibi, FSEK m1 ve m 16 uyarınca yapılacak değişiklik konusunda eser sahibi mimara hiç başvurmamış veya muhalefetine rağmen tadilat projesi olmaksızın binada değişiklik yapmış olabilir. İşte bu durumda proje ilim eseri olarak kabul gördüğünde binanın korunması FSEK na göre olamayacağından, mimar yapılan değişikliği İmar Kanununa göre men ettirilmesini talep edebilir. Zira bu durumda değişiklik, projeye ve eklerine aykırı olup ruhsatsız yapılmıştır ve binadaki değişiklik kaçak inşaat durumunda olur.

İnşaat tamamlanmadan ruhsata, proje ve eklerine aykırılık doğmuşsa burada Yapı Denetim Bürosunun da sorumluluğu doğacaktır. İmar Kanununa göre de kaçak inşaat durdurulur ve ruhsata , proje ve eklerine uygun hale getirilmesi sağlanır.

Buna karşın, eğer mimari proje FSEK kapsamında güzel sanat eseri olarak kabul edilmişse, hem proje hem de projenin uygulandığı bina ayrı ayrı eser sayıldığından, mimarın bina üzerinde de değişikliği yasaklama yetkisi bulunmaktadır. Bu durumda binada değişiklik için , proje mimarının yazılı izni alınacaktır.

Mimari eserlerin işlevsellik özelliğinden dolayı, değişikliği men yetkisi katı biçimde algılanamaz ve mimarın bu yetkisi sınırsız değildir.
Mimari eserin mahiyetini değiştirmemek ve mimarın şeref ve itibarını gözetmek kaydı ile , güzel sanat eseri olarak kabul edilip korunan binada malik birtakım tadilat yapma hakkı baştan verilmiş kabul edilir. Ancak burada malik, mimari yapının özelliğini tamamen bozan, değiştiren, eserin aslına tamamen aykırı sayılacak mahiyette değişikliklere değil sadece, işlevselliğin gerektirdiği, kullanım amacına yönelik ve uygun , zorunlu sayılabilecek veya en azından faydalı tadilatları yapmaya yetkilidir. Örneğin binanın güçlendirilmesi vb zorunlu değişiklikler müellifin izni olmaksızın yapılabilir.

Güzel sanat eseri olarak kabul ve korunan proje uygulanarak yapılan binada, yukarıda sayıldığının aksine zorunlu kabul edilemeyecek mahiyette değişiklik yapıldığı durumda eser sahibi mimar bu hak kapsamında eski hale iade talep edebilecektir. Binanın, eski hale iadesi ile projeye uygun hale getirilmesini talep etme hakkı mevcuttur. Bu durumda ise; eski hale iadenin mümkün olması, değişikliğin kaldırılmasının malik ya da kamu yararını esaslı olarak haleldar etmemesi şartıyla bina eski haline getirilir. Eski hale getirilmesi mümkün görülmezse eser sahibi mimarın , özgün eserdeki değişikliği kendisi tarafından tanıtılmasını veya eserdeki adının kaldırılmasını veya değiştirilmesini isteyebilir.

Eserde değişiklik yapılmasını men etme yetkisine sahip mimar, değişikliğin kaldırılmasını talep etmenin dışında, sözkonusu değişiklik ilave şeklinde ise ek telif hakkı talep edebilir. Mimari proje, bilimsel eser veya güzel sanat eseri olarak kabul edilsin, yapıdaki ilaveler nedeniyle, bu ilavelerin binayı büyütmek, kullanım alanını genişletmek için yapıldığı tespit edildiğinde, mimar telif ücretine hak kazanır.

İş sahibiyle yapılan sözleşmede veya sonradan akdedilen sözleşmelerde, iş sahibine tüm mali hakların devredildiğine dair veya binada değişiklik yapma yetkisinin iş sahibine verildiğine dair konulan kayıtlar, eserde değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisinin manevi hak oluşu e manevi hakkın devrinin mümkün olmaması karşısında geçersizdir.

Projenin uygulanması suretiyle ortaya çıkan yapı bakımından ve projenin kendisi bakımından yukarıda sayılı şartlar dahilinde iş sahibine veya yapı malikine tanınmış , işin doğası gereği var olduğu kabul olunan kısmi değişiklik dışındaki tüm değiştirmelerin mimarın yazılı iznine tabi olacağı muhakkaktır. İşin gereğinden doğan örneğin zorunlu tadilat vb değişiklik dışındaki hallerde şartları varsa mimar yapının eski hale getirilmesini dahi talep hakkına sahip olup bunun dışında manevi hak ihlalinden dolayı tazminat talep edebilir.

ESERDE ÇOĞALTMA HAKKI:
Mimari projenin uygulanarak bina yapılmasını yasa çoğaltma olarak kabul etmiştir.
Mimarın belli bir mahalde uygulanması için çizdiği mimari projeyi rızası yoksa başka binaların yapımı için kullanılması çoğaltma hakkının ihlalidir. Bu uygulama ister projenin aynen tatbiki isterse az veya çok değiştirilmesi suretiyle başka bina yapımında da kullanılması şeklinde olsun mimarın izni yoksa hak ihlalidir. Mimari projesi kopyalanarak yapılan binalar nedeniyle mimarın çoğaltma hakkı ihlal edilmiş olur.

Bu durumda mimar, çoğaltma hakkının ihlalinden dolayı telif hakkı talep edebilir.

Çoğaltma hakkı FSEK da sayılı mali haklardan olduğundan devri mümkündür. Çoğaltma hakkını devralan kişinin mimar ile aralarındaki sözleşmede aksi açıkca yazılmadığı sürece çoğaltarak başkalarına verme hakkı bulunmamaktadır. Çoğaltma hakkını devralan kişinin, bu hakkı fiilen kendisi kullanması şart olmayıp , projenin bina yapılmak suretiyle çoğaltılmasını bir başkasına yaptırabilir.

Mimari projenin teslim edildiği kişinin projeyi uygulamaktan vazgeçerek binayı yapmaması veya başka bir mimara ait projeyi uygulaması, çoğaltma hakkının ihlali değildir.

Mimari plan ve projeler ve eser sahibi mimar bakımından uygulamada karşılaşılan hak ihlalinin başlıcaları yukarıdaki gibi çoğaltma hakkının ihlali ve eserde değişiklik yapma yetkisinin ihlalidir.

Gerek bu hakların ihlalinde gerekse yasada sayılı diğer mali ve manevi hak ihlallerinde eser sahibi mimar hakkının korunmasını dava edebilir.

Fikir ve Sanat eserleri kanunundan doğan davalar bakımından görevli mahkeme ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleridir.

HAK İHLALİ HALİNDE:
Mimar; herhangi bir maddi veya manevi hakkına tecavüz tehlikesi varsa veya tecavüz devam ediyorsa tecavüzün menini talep ve dava edebilir.

Güzel sanat eserlerinde eser sahibi mimar, asıldaki değişikliğin kendisi tarafından yapılmadığını veya eserdeki adının kaldırılmasını yahut değiştirilmesini talep edebilir. Eski halin iadesi mümkün ise değişikliğin kaldırılması kamunun veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar etmiyorsa eser sahibi mimar eseri eski hale getirebilir.

Manevi hakka tecavüz halinde mimar manevi tazminat talep edebilir.
Mali hakkın ihlali halinde de mimar maddi tazminat talep edebilir. Burada ihlali yapanın kusuru aranmayacağı gibi ihlalin yapılması ile eser sahibi mimar tazminat isteme hakkına sahip olacaktır. Mali hakkın ihlali halinde eser sahibi mimar, ihlali yapandan sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedeli veya emsal veya rayiç bedeli talep edebilir.
Bunun dışında ihlali yapan kişinin kusurunun bulunması halinde de bu defa haksız fiil hükümlerine göre de ayrıca tazminat isteyebilecektir.
Eser sahibi mimar, manevi hakkı ihlal edildiğinde veya mali hakkı ihlal edilip de ihlal edenin kusurunun bulunması halinde tazminattan başka, ihlal edenin elde ettiği karın da kendisine verilmesini isteyebilir. Ancak bu durumda , m68 e göre talep ettiği miktar indirilir.
Maddi ve manevi hakkı ihlal edilen mimarın bunlar dışında ceza hükümlerinin uygulanmasını talep hakkı da mevcuttur.

SONUÇ:
Kısaca üzerinde durulan mimari projeler nedeniyle mimarın telif hakkı, esasen oluşan hak ihlali biçimine göre ve bu hakkın korunmasına göre özellik arzeden geniş kapsamlı bir konudur. Ancak, temel olarak bilinmesi gereken konu, sahibinin özelliğini taşımak kaydıyla çizilen mimari projenin eser olarak kabul edileceği ve eser sahibinin fikri mülkiyet hakkının yasada koruma altında bulunduğudur.
Mimari projeden doğan hakkın ihlali halinde , eser sahibinin hem hak ihlalinin önlenmesini, hem de ihlal edilen hak nedeniyle manevi ve maddi tazminat hakkının doğacağı da muhakkaktır.

AVUKAT
Selvi DEMİR

KAYNAKÇA
Prof. Dr Şeref Ertaş- Mimari Projeler Üzerindeki Telif Hakkı- DEÜ Yayınları
Nazif Kaçak -Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu -Kartal Yayınevi
Cahit Suluk- Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları- Seçkin
Av. Engin Erdil-Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu – Vedat Kitapçılık

Hakkında: SerMimar

Osmanlılarda mimarbaşı, SerMimaran-ı hassa. osmanlı hanedanının ve büyük devlet adamlarının yaptıracakları binaların projelerini yapmak ve bunların uygulanması için gerekli mimarları, teknik elemanları atamak, büyük kentlerdeki mimarları atamak, hassa mimarlarını yetiştirmek, kent ve kasabalardaki bütün mimar ve ustaların kayıtlarını tutmak SerMimar'ın görevleri arasındaydı.